1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Yapay Zekanın Terapi Seanslarının Yerini Tutmadığını Gösteren 6 Neden

Yapay Zekanın Terapi Seanslarının Yerini Tutmadığını Gösteren 6 Neden

featured
yapay-zekanin-terapi-seanslarinin-yerini-tutmadigini-gosteren-6-neden.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son zamanlarda bazı kullanıcıların yapay zekayı “dijital terapist” olarak görmeye başladığını hatırlatan Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, insan-yapay zeka ilişkilerinin psikolojik etkileri ve potansiyel riskleri hakkında uyardı. “Yapay zeka yargılamıyor, hep ulaşılabilir, ‘sizi anlıyormuş’ gibi davranıyor” diyen Öz, yapay zeka ile sohbetin terapi seanslarının yerini tutamayacağının altını çizerek nedenlerini anlattı.

“Yapay zeka sizi rahatlatabilir ama sizi dönüştüremez. Dolayısıyla iyileştirmez” diyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, ruhsal destek arayışında olan bireylerin yapay zeka tabanlı çözümler yerine mutlaka alanında uzman terapistlere başvurması gerektiğini vurguladı.

YAPAY ZEKANIN TERAPİ SEANSLARININ YERİNİ TUTMADIĞINI GÖSTEREN NEDENLER

• Empati Kuramaz

Yapay zeka ile kurulan iletişimin bir terapi ilişkisi olmadığının altını çizen Öz, “Yapay zekanın programlanmış cümleleri var; empati yetisi, bir kalbi, içgörüsü yok. Yani yapay zeka empatiyi sadece simüle edebilir, gerçekten hissedemez” dedi. Yapay zekanın sadece yazılı veya sesli komutlara tepki verdiğini ve duygusal karmaşıklığı kavrayamadığını anlatan Öz, şöyle devam etti: “Bu konunun uzmanları, duygusal zekâları yüksek bireylerdir ve gözlem yetenekleri çok gelişmiştir. Ses tonu ve beden dili gibi ince sinyallerden kişinin hissettikleri hakkında çıkarımlarda bulunabilirler. Kişisel fayda bu noktadan sonra oluşur.”

• Gerçekle Yüzleştirmez

Psikoterapinin temel hedeflerinden birinin kişinin kendiyle yüzleşmesini sağlamak ve olaylar karşısında yeni bir bakış açısı kazandırmak olduğunu anlatan Öz, yapay zeka sohbetlerinde ise kişinin baktığı tarafa göre yanıtlar geliştirildiğini dolayısıyla sadece kişinin duymak istediklerini söylediğini aktardı. Psikoterapide yüzleştirme varken, yapay zekanın amacının kişiyi haklı hissettirmek olduğunu vurguladı.

• Veri Güvenliği Sağlanamaz

Terapilerin gizlilik esasına göre yapıldığını ve bu konuda etik kurallara bağlılığın son derece önemli olduğunu hatırlatan Öz, yapay zeka kullanımında böyle bir gizliliğin söz konusu olmadığını belirtti ve şunları söyledi:

“Yapay zeka sistemleri büyük miktarda veriyi işlediği için yanlış ellere bu verilerin sızması veya kötüye kullanılması riski vardır. Özellikle ruh sağlığıyla ilgili hassas verilerin işlenmesi, saklanması ve paylaşımı çok büyük etik riskler taşımaktadır.”

• Bireysel Bağ Kurma Eksikliği Var

Terapilerin sadece öneri değil, derinlemesine analiz ve karşılıklı ilişki ile ilerlediğini ve iki insan arasındaki güven ilişkisi üzerine kurulduğuna işaret eden Öz, “Yapay zeka, insanla kurulan derin ve anlamlı terapötik ilişkiyi kopyalayamaz. Oysa terapistler aktif dinleme yaparak, duyguları yansıtarak, yanlış anlamaları düzelterek, kişinin içsel dünyasına derinlemesine nüfuz eder. Terapistle kurulan bağ, güven inşa etmek için kritik öneme sahiptir” dedi.

• Karmaşık Psikolojik Durumlar ve Kriz Anlarında Etik Kararlar Alamaz

Kişilik bozuklukları, majör depresyon gibi ağır psikolojik rahatsızlıklarda yapay zekanın vereceği birkaç tavsiyenin yeterli olamayacağını belirten Öz, “Ayrıca intihar düşünceleri, şiddet, travma gibi durumlarda yapay zeka yetersiz kalır. Terapistler bu gibi durumlarda gerekirse destek kaynaklarına yönlendirir, kriz müdahalesi yapar. Yapay zeka bu tür kararları etik olarak alamaz ve almamalıdır” diye konuştu.

• Yasal Sorumluluğu Yoktur

En önemli noktalardan birinin de yapay zekanın yasal sorumluluğunun bulunmaması olduğunu belirten Öz, “Terapistler meslek etiğine, denetimine ve yasal sorumluluğa tabidir. Yapay zeka hata yapsa bile etik sorumluluk taşımaz. Terapi için güvenli ve etik bir ortam gerekir. Yapay zeka ile bu sağlanamaz” ifadelerini kullandı.

“Yapay Zeka ile Dertleşmek Bazı Tehlikeler de Doğurabiliyor”

Yapay zekadan bazen yanlış, eksik ya da bağlamdan kopuk bilgiler edinilebildiğini, bunun da özellikle ruh sağlığı gibi hassas konularda olumsuz sonuçlara neden olabileceğini hatırlatan Merve Öz, yapay zeka ile dertleşmenin olası tehlikeleri konusunda şu uyarılarda bulundu:

“Yapay zeka ile sürekli sohbet etmenin sonucu olarak insanlarda ‘Yapay zeka beni anlıyor, insanlara ihtiyacım yok’ düşüncesi gelişebilir. Oysa duygusal iyileşme genellikle insanlar arası ilişkiler üzerinden gerçekleşir. Yapay zekaya fazla bağlanmak, yalnızlığı derinleştirebilir. Ayrıca kişi konuşunca rahatladığını sanabilir ama sorun içeride büyümeye devam edebilir. Yani yalancı bir rahatlama ortaya çıkabilir. Yapay zeka rahatsız edici veya zorlayıcı konuların üzerine gitmez çünkü yapay zeka iyi hissettirmeye odaklıdır. Bu da derinleşmeyi engelleyebilir hatta kaçınmayı besleyebilir. Sürekli yapay zekaya fikir danışmak zamanla beyin için bir tembelleşme alanı yaratabilir, kişinin özgün düşünme becerilerini köreltebilir. Bu bir alışkanlığa dönüştüğünde ise kişi öz farkındalık, duygusal dayanıklılık ve içsel dünyası ile bağlantı kurmak yerine hep dışardan yanıt aramaya başlar. Bu da bağımlılığa yol açabilir.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yapay Zekanın Terapi Seanslarının Yerini Tutmadığını Gösteren 6 Neden
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin