1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Lipödemli Bireylerde Anti-inflamatuar Diyet Yaşam Kalitesini Artırıyor

Lipödemli Bireylerde Anti-inflamatuar Diyet Yaşam Kalitesini Artırıyor

featured
lipodemli-bireylerde-anti-inflamatuar-diyet-yasam-kalitesini-artiriyor.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özellikle kadınları daha fazla etkileyen lipödem obezite ile karıştırılabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Harika Özkaya Yurttadur, kilo vermek için diyet yapan ama bacaklarındaki ağrılı şişliklerin azalmadığını fark eden kadınların önemli bir kısmının aslında lipödemle mücadele ettiğini söyledi. Lipödemin sadece fazla kilo olmadığının altını çizen Dyt. Yurttadur, “Bu hastalıkta beslenme yalnızca kilo kontrolü için değil, iltihap ve ağrıyı azaltmak için de tedavinin merkezinde olmalı” dedi. 

Lipödem, özellikle alt ekstremitede yani bacaklarda orantısız yağ birikimi ve ağrı ile seyreden, kronik ve ilerleyici bir yağ dokusu hastalığı olarak tanımlanıyor. Kadınlarda erkeklere oranla çok daha sık görülen bu sorunun çoğu zaman obezite veya lenfödemle karıştırıldığına dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Harika Özkaye Yurttadur, lipödemin klasik kilo alımından farklı olarak diyet ve egzersize dirençli, ağrılı bir yağ birikimiyle kendini gösterdiğini anlattı. 

Özellikle kadınlarda yüzde 11 oranında görülen lipödemin toplumda yeterince tanınmadığını ancak bu hastalığın kişinin yalnızca fiziksel görünümü değil, yaşam kalitesini ve psikososyal durumunu da yakından etkilediğine işaret eden Dyt. Yurttadur, “Lipödemin tedavisinde en önemli hedefin iltihabı azaltmak, semptomları hafifletmek ve ilerlemeyi durdurmaktır.” diye konuştu. 

“BESLENME TEDAVİSİNİN AMACI SADECE KİLO KAYBI DEĞİLDİR!”

Lipödemin genellikle obeziteyle karıştırıldığı için kilo kontrolünün çoğu zaman tedavinin odak noktasını oluşturduğunu söyleyen Dyt. Yurttadur, “Ancak yapılan çalışmalar, enerji açığı oluşturulmasına rağmen lipödemli bireylerin yüzde 95’inde etkilenen bölgelerde yağ kaybının çok az olduğunu gösteriyor. Bu nedenle lipödemde beslenme tedavisinin amacı sadece kilo kaybı değildir; iltihabı azaltmak, ödemi hafifletmek ve genel refahı artırmaktır.” dedi. 

AKDENİZ TARZI BESLENME İLK SIRALARDA YER ALIYOR

Lipödem hastalarında kişiye özel, düşük karbonhidratlı, anti-inflamatuar beslenme modelinin semptomların hafiflemesine yardımcı olabileceğinin altını çizen Dyt. Yurttadur, “Bu tür diyetler, sistemik inflamasyonu azaltarak ağrının azalmasına, ödemin kontrolüne ve yaşam kalitesinin artmasına katkı sağlar.” dedi. Hastalar için en uygun beslenme yaklaşımları konusunda şu bilgileri verdi: “Yüksek antioksidan içeriğiyle bilinen Akdeniz diyeti, lipödemli bireylerde inflamasyonu azaltıcı etkisiyle öne çıkar. Zeytinyağı, balık, taze sebze-meyveler, kuruyemişler ve tam tahıllar, vücutta hücre hasarını azaltır ve dolaşımı destekler.” 

DÜŞÜK KARBONHİDRATLI BESLENME YARDIMCI OLUR!

Bunun yanında son yıllarda yapılan araştırmaların ketojenik diyetin lipödemde ağrı ve semptom yönetiminde etkili olabileceğini gösterdiğini anlatan Dyt. Yurttadur, sözlerine şöyle devam etti: “Ketojenik Diyet modeli 1920’li yıllardan bu yana epilepsiyi yönetmek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Karbonhidrat alımını günde 20 gramdan daha aza indirgeyerek uygulanmaktadır. Son yapılan araştırmalarda Ketojenik Diyet’in lipödemde ağırlık ve semptom yönetimini iyileştirebileceği gösterilmektedir.”

“Benzer şekilde düşük karbonhidratlı yani , enerjinin yüzde 45’inden azının karbonhidrattan geldiğinde diyetler de ağrıyı azaltabilir, yaşam kalitesini artırabilir” diyen Dyt. Yurttadur, sözlerine şöyle devam etti: “Özetle diyet yaklaşımında önerilen; anti-inflamatuar ve antioksidatif bileşenlerle sistematik inflamasyonu azaltıcı, ödem azaltıcı ve vücut ağırlığını düşürme hedefi olan çoğunlukla düşük karbonhidratlı fakat dönemsel olarak karbonhidrat alımına izin veren döngüsel bir beslenme programı takip edilmelidir.”

DİYETTE OLMASI VE KAÇINILMASI GEREKEN BESİNLER

Genel olarak beslenme alışkanlığı içinde diyette olması ve olmaması gereken besinler konusunda Dyt. Yurttadur şu bilgileri verdi:  “Sistemik inflamasyonu ve ödemi azaltmak, hücre hasarını önlemek için; Zencefil, zerdeçal, sarımsak, soğan, yeşil çay, matcha, rooibos çayı, renkli sebze ve meyveler özellikle koyu yeşil, mor, turuncu renkli olanlar, yaban mersini, böğürtlen, ahududu gibi antosiyanin içeriği yüksek meyveler, ıspanak, pazı, roka, semizotu gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler diyete eklenebilir. Beyaz un, nişasta, hamur işleri, tatlılar, paketli gıdalar vb. glisemik indeksi düşük karbonhidrat kaynakları tercih edilmelidir. Özellikle rafine karbonhidrat önerilmemektedir; Kinoa, karabuğday, esmer pirinç, tam buğday makarna, yulaf, tatlı patates ve sebze grubu kompleks karbonhidrat kaynağı olarak diyete eklenebilir. Kas kütlesini korumak için sağlıklı protein kaynakları önemlidir. Bunun için serbest gezen tavuk, hindi, kırmızı et (ölçülü ve yağsız), yumurta, özellikle somon, sardalya, uskumru gibi omega-3 zengini olanlar balıklar ve mercimek, nohut, fasulye gibi kurubaklagiller tercih edilmeli. Yağ seçiminde de zeytinyağı, avokado, ceviz, badem, chia ve keten tohumu gibi sağlıklı yağlar kullanılmalı. Kinoa, karabuğday, tam buğday makarna, tatlı patates, sebzeler de beslenmeye eklenmesi gerekir. Bunun yanında günde 2–2.5 litre su içmek,  maydanoz, yeşil çay ve ananas gibi doğal diüretikler kullanmak da hidrasyon açısından önemlidir.”

TAKVİYE ÜRÜNLERDEN DESTEK ALINABİLİR

Lipödemli bireylerde basit şeker, trans yağ, aşırı tuz ve işlenmiş gıdalar inflamasyonu artırarak semptomları kötüleştirebileceğini anlatan Dyt. Yurttadur, “Bazı kişilerde süt ürünleri ve gluten de inflamasyonu tetikleyebilir. Alkol ise lenfatik akışı yavaşlatarak toksin atılımını engellediği için mümkün olduğunca tercih edilmemeli. Bunun yanında kişinin genel durumuna göre hekiminin ya da diyetisyeninin önereceği doğrultuda takviye ürünlerden de yararlanılabilir.”

“BESLENME TEDAVİSİ EGZERSİZLE BİRLİKTE YÜRÜTÜLMELİDİR”

Lipödemin konservatif tedavisinde beslenme, egzersiz ve fizik tedavi birlikte yürütülmesi gerektiğini ve hedefin sadece kilo vermek olmadığının altını çizen Dyt. Harika Özkaya Yurttadur, sözlerini şöyle tamamladı:  “İltihabı azaltmak, dolaşımı desteklemek ve semptomları kontrol altına almak tedavinin asıl amacıdır. Bilimsel temelli, anti-inflamatuar bir beslenme yaklaşımıyla lipödemin ilerlemesi yavaşlatılabilir, hastaların yaşam kalitesi belirgin şekilde artırılabilir. Bunun yanında Manuel lenf drenajı ile ödemin azaltılmasına yardımcı olur ve dolaşımı destekler. Yine lenf akışını düzenlemede kompresyon giysileri de yardımcı olur. Lenf ödem hastalarının ayrıca yürüyüş, yüzme, yoga, plates gibi düşük etkili egzersizleri de hayatlarına sokmaları son derece önemlidir.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lipödemli Bireylerde Anti-inflamatuar Diyet Yaşam Kalitesini Artırıyor
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin