1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Dijital içerikler dopamini sömürüyor!

Dijital içerikler dopamini sömürüyor!

featured
dijital-icerikler-dopamini-somuruyor.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, dijital çağda sosyal medya ve hızlı dijital içerik tüketiminin beyindeki etkileri, olumsuz sonuçları ve dengeli kullanımın önemi hakkında bilgi verdi.

Beynin dikkat sistemi dijitalleşmeyle doğrudan hedef alınıyor ve bilişsel fonksiyonlar etkileniyor

Çağımızın en büyük getirisi olan dijitalleşmenin kişinin dış dünyayla kurduğu ilişki biçimlerini dönüştürmekle kalmadığını aktaran Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Aynı zamanda zihinsel yapılanmasını, duygusal düzenleme kapasitesini ve davranış örüntülerini de belirgin şekilde etkiliyor. Özellikle sosyal medya platformlarının işleyişi kullanıcıya sürekli yeni, çarpıcı ve yüksek uyarım içeren içerikler sunuyor. Bu da beynin dikkat sistemini doğrudan hedef alıyor ve bilişsel fonksiyonlar üzerinde belirgin bir etki yaratıyor.” dedi.

İnsan beyninde dikkat sisteminin merkezinde yer alan prefrontal korteksin, dış uyaranlar arasında seçim yapmayı, dikkat odağını sürdürmeyi ve dürtüleri kontrol etmeyi sağladığını kaydeden Erol, “Sosyal medya uygulamaları, özellikle reels, shorts, stories gibi kısa süreli içeriklerle bu bölgeleri sürekli uyararak, dopaminerjik ödül sisteminde yapay bir aşırı duyarlılık oluşturur.” şeklinde konuştu.

Dijital içerik tüketimi dopamin dengesini bozuyor! 

Beynin, doğası gereği hazla bağlantılı olan dopamin salınımını öğrenme, keşfetme ve bağlantı kurma gibi anlamlı aktivitelerde deneyimlemeye programlandığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Ancak dijital içeriklerin hızlı tüketimi, bu dopaminerjik sistemi kolay hazlar üzerinden uyarır ve uzun vadede dopaminin doğal salınımını bozar.” dedi.

Bu durumun, nörobiyolojik düzlemde ödül sisteminde tolerans gelişimine, haz eşiğinin yükselmesine ve sıradan uyarıcıların artık yeterli tatmin sağlamamasına neden olduğuna dikkat çeken Erol, şöyle devam etti:

“Diğer bir ifadeyle kişi artık basit bir yürüyüşten, kitap okumaktan ya da bir sevdiği insanlarla zaman geçirmekten keyif alamamaya başlar, çünkü beyin yüksek uyarana koşullanmıştır. Bu değişimlerin davranış boyutunda karşılığı ise dikkat eksikliği, dürtüsel kararlar, tahammülsüzlük, sabırsızlık, düşük içsel motivasyon ve ilişkilerde yüzeysellik olarak kendini gösterir. Özellikle genç bireylerde odaklanma zorluğu ve içsel huzursuzluk şikayetleriyle başvuran vakalarda, temel sorun çoğu zaman dikkat eksikliğinden değil, haz eşiğinin yükselmesinden ve odaklanma sürelerinin kısalmasından kaynaklanır. Beyin artık kendi başına sessiz bir ortamda kalmakta zorlanır, dışardan keyif veren bir uyarıcı olmadığında boşluk ya da anlamsızlık hissiyle yüzleşir.”

Sağlıklı psikoloji, olumsuz duygulara da yer açabilmeyi gerektirir! 

Psikolojik yansımaları açısından ele alındığında ise haz odaklı zihinsel yapılanmanın kişinin duygu düzenleme becerilerini zayıflattığının görüldüğüne vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Anlam üretimi, sabretme, bekleme, belirsizliğe tahammül etme gibi zihinsel beceriler körelir. Oysa sağlıklı bir psikolojik işleyiş için yalnızca pozitif uyaranlarla değil, olumsuz duygularla da temas edebilme ve bu duygulara yer açabilme becerisi gerekir.” dedi.

Haz odaklı sistemin, bireyi sürekli olumlu deneyimlere yönlendirdiğini dile getiren Erol, “Bu nedenle hüzün, öfke, yalnızlık gibi duygularla karşılaşıldığında birey bunlarla baş etmek yerine kaçınma, bastırma ya da anlık dikkat dağıtma yollarına başvurur. Bu durum duyguların işlenmeden zihinde kalmasına, uzun vadede ise anksiyete, boşluk hissi ve duygusal tükenmişlik gibi belirtilere neden olabilir.” açıklamasını yaptı.

Sosyal medya dengeli kullanıldığında içsel kontrol yeniden kazanılır!

Dijital çağın sunduğu imkânlardan tamamen uzaklaşmanın gerekli olmadığının altını çizen Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Yönetilebilir hale gelmesi için kişinin ekran karşısında geçirdiği zamanı bilinçli bir şekilde yapılandırması, dijital farkındalık kazanması ve dopamin sistemini düzenleyen doğal aktivitelere yönelmesi büyük önem taşır.” dedi.

Bu süreçte yapılabilecek bazı temel müdahalelerden bahseden Erol, sözlerini şöyle tamamladı:

“Günde belirli saatlerde telefondan tamamen uzaklaşmak, özellikle günün ilk ve son saatlerinde ekran maruziyetini azaltmak. Egzersiz yapmak, doğada vakit geçirmek, üretken faaliyetlerde bulunmak; çizim, yazı, el işi gibi, anlamlı sohbetler ve gönüllülük faaliyetleri gibi etkinliklere katılmak. Meditasyon, nefes çalışmaları, mindful yürüyüşler gibi pratiklerle dikkat kasını yeniden güçlendirmek. Anlık iyi hissetmelerin uzun vadeli doyum sağlamadığını; sürdürülebilir tatminin ancak değer temelli anlam yüklü eylemlerle mümkün olduğunu içselleştirmek. Başkalarının paylaştığı görüntülerin gerçekliği yansıtmadığını, hayatın yalnızca en iyi anlarından oluşmadığını hatırlamak. 

Kişi sosyal medya kullanımı pasif değil dengeli bir eyleme dönüştürürse içsel kontrol hissini yeniden kazanmaya başlar.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dijital içerikler dopamini sömürüyor!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin